Halkla İlişkiler ve Medya İletişimi Yönetim Danışmanlığı
Bavul Ajans
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlarımız
  • Sayım'ın Bavulu
  • Bavulumda Söyleşiler
  • Bavulumda Haberler
  • Etkinlik ve Organizasyonlar
  • Gelin Konuşalım
  • Basın Odası

NEREDESİN BERNADETTE? | MARIA SEMPLE | YABANCI YAYINLARI

5/31/2013

0 Yorumlar

 
Resim
"Film olarak da izleyici ile buluşacak"

Bir anne, bir baba ve bir çocuk, aile olmaya yeterli midir? Yazar Maria Semple, yayımlanmasıyla birlikte çok satan listelerinin zirvesine yükselen “Neredesin Bernadette” ile bu soruya alışılmışın dışında bir şekilde cevap arıyor. Kitap, bu yıl 18.’si düzenlenen, ve kazananın 5 Haziran’da açıklanacağı, eski adıyla Orange, yeni adıyla “Kadın Yazarlar Roman Ödülü”nde finale kalan altı kitap arasında. Ödüle bu sene İskender romanıyla Elif Şafak da aday gösterilmiş ancak finale kalamamıştır. Neredesin Bernadette’in en ilgi çeken kısmı ise kurgusu. Yazar Semple, kitaptaki tüm olayları;  bu sıradışı ailenin, onların kıskanç komşularının, iş arkadaşlarının ve okul yönetiminin birbirlerine yazdıkları e-postalar, mektuplar, küçük notlar, FBI dosyaları ve hatta faturalar üzerinden anlatıyor. Jonathan Franzen’ın “Bu kitaptaki karakterler acı çekiyor olabilirler, ama Semple ince zekâsı ve hayal gücüyle onların hikâyesini matrak bir hale getiriyor”  dediği Neredesin Bernadette, aslında bir aile dramı olabilecek bir hikâyeyi okuyucuya alışkın olmadığı bir şekilde sunuyor. Neredesin Bernadette yakın bir zamanda film olarak da izleyici ile buluşacak.

0 Yorumlar

ATAHUNALP URUMGALATLI'NIN AMEL DEFTERİ | MEHMET MOLLAOSMANOĞLU | PROFİL YAYINLARI

5/31/2013

0 Yorumlar

 
Resim
"Gerilim-Aksiyon türünde çarpıcı bir roman"

Daha önce de kadim medeniyetler, reenkarnasyon, kuantum fiziği ve yıldızlardan gelen yaşamlar üstüne yazdığı farklı gerilim-aksiyon türündeki romanlarıyla tanıdığımız Mehmet Mollaosmanoğlu, yeni romanı Atahunalp Urumgalatlı’nın Amel Defteri’nde bu kez okuyucusunu çok farklı bir konunun etrafında dolaştırırken yine gizemli, gerilim dolu ve hafif mistik bir maceraya soluk soluğa sürüklemekten de geri durmuyor. Zaman zaman insanın kanını donduracak denli korkunç olmayı da başaran roman, öte yandan mizahi bir tona da sahip. Soluk soluğa okunan Atahunalp Urumgalatlı’nın Amel Defteri, neuro-science ile yani insan beyni ve belleği üstünde çalışmalar yapan bilimle tanıştırıyor bizi. Ve merkezinde de, bu bilimin kötü güçlerin ellerine geçtiğinde ne denli tehlikeli olabileceğini işliyor. Gelmiş geçmiş en büyük dehalardan biri olan Tesla’nın yalnızca şimdinin değil, geleceğin de bilimini etkileyen sıra dışı ve çok da bilinmeyen buluşlarından da bahseden roman; aslında çok da farkında olmadığımız bir tehlikenin altını çiziyor. Amerika gibi süper güçlere sahip devletlerin yalnızca beyin dalgalarımızla oynayarak kitleleri nasıl hissettirmeden uzaktan robotlaştırabileceğini, insan topluluklarını ister kapitalist çıkarları isterseler de militarist amaçları için nasıl kolaylıkla kullanabileceklerini gözler önüne seriyor. Bu arada “yaşlanmak aslında önlenebilir bir hastalık mıdır?” gibi sorular da soruyor.

2015’in İstanbul’unda başlayan ancak büyük oranda Antalya kırsalındaki tekinsiz bir çiftlikte geçen öykü, bizi sıra dışı bir kahramanla hiç yaşlanmayan ve 100 yaşını aşsa da genç bir erkeğin fiziksel özelliklerini taşıyan Atahunalp Urumgalatlı ile tanıştırıyor. Hayatı gibi ismi de sıra dışı olan Urumgalatlı, yanlışlıkla girdiği bir adreste karşılaştığı çekici bir kadının çekimine kapılıp Kötü Hatıralardan Kurtulma Rehabilitasyon Merkezi’yle tanışmasının ardından, gözünü hafızasını yitirmiş bir şekilde Antalya civarlarındaki bir deniz fenerinde açıyor. Dışarı çıktıktan sonra karşılaştığı tekinsiz çiftlik ve burada yaşayan her biri birbirinden tuhaf insanlardan öğrendiği ise onu daha da şaşırtıyor. Atahunalp Urumgalatlı, 129 yaşında hiç yaşlanmayan biridir ve bu çiftlikte yaşayan ailenin de büyük dedesidir! Ailenin görevi ise ‘ata’larını ne pahasına olursa olsun, onun peşine düşmüş olan ‘Hafıza Siliciler’den korumaktır. Hafızasını yitirdiği için bu tuhaf insanlara inanmaktan başka elinden bir şey gelmeyen Urumgalatlı ise bir anlamda el yordamıyla çevresini ve bu insanlar tanımaya çalışırken bir yandan da dünyanın belki de en tehlikeli sırrını çözmek zorunda kalır!

0 Yorumlar

    Archives

    Eylül 2014
    Ocak 2014
    Aralık 2013
    Kasım 2013
    Ekim 2013
    Eylül 2013
    Ağustos 2013
    Temmuz 2013
    Haziran 2013
    Mayıs 2013
    Nisan 2013
    Mart 2013

    Categories

    Tümü

    RSS Beslemesi

Destekleyen: Özelleştirilebilir şablonları kullanarak size özel web sitenizi oluşturun.